Depresyon tedavisinde sıklıkla serotonin geri alım inhibitörlerinin (SSRI’lar) kullanılmaktadır, bu ilaçların fayda oranı oldukça yüksektir,ancak bazı hastalar SSRI grubu ilaçlara cevap vermezler.Bu oran araştırmalarda 3 de 1 oranındadır .Bu rakam tedaviye dirençli depresyonu olan hastalarda daha da artmaktadır.
Depresyon dünya genelinde 300 milyondan fazla insanı etkilemektedir. Bu kadar yaygın ve daha da artmakta olduğu göz önüne alındığında Dünya Sağlık Örgütü depresyonu öncelikli hastalıklar grubunda tutmaktadır.
Bir asırdan fazla süredir bağırsak ve beyin arasındaki bağlantının araştırılması devam etmektedir ve bu alanda bir çok teori vardır. Son yıllarda çalışmalar mikrobiatanın(bağırsakta yaşayan bakteri topluluğunun) ruh sağlığı üzerindeki etkilerine yönelmiştir. Bu çalışmalar, probiyotiklerin (bağırsak bakteri yapısını değiştirmek için kullanılan canlı bakteri içeren ilaçlar) ruh sağlığı alanında ilaç tedavilerine destek amaçlı kullanımını içerir.
Qin Xiang Ng ve meslektaşlarının 1349 hasta ile yaptığı on çalışmada probiyotiklerin klinik depresyonu olan hastaların duygu durumunu anlamlı olarak iyileştirdiğini ileri sürmüştür. Bununla birlikte hafif ve orta düzeyde depresyonu olan hastaların anlamlı şekilde duygu durumlarının iyileştiği bu araştırma sonuçlarında yer almaktadır. Çalışmalar sırasında probiyotiklerden Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium bifidum kullanılmıştır. Araştırma sırasında deneklerde herhangi bir yan etki görülmemiştir.
Araştırmalar son dönemde vitamin ve mineral eksikliklerinin de depresyon üzerindeki etkilerine yoğunlaşmaktadır. Dirençli depresyon vakalarında ilaçlara ek olarak probiyotik ve vitaminlerin kullanımı tedaviyi hızlandırmaktadır. Yapılan başka bir araştırmada 12 hastadan oluşan bir grupta ilaç tedavisine ek olarak probiyotik ve magnezyum kombinasyonu ile hastaların üçte ikisinde anlamlı düzelme olduğu görülmüştür, ancak tüm hastalarda probiyotik kesildikten sonra hastalık tekrar nüks etmiştir.
Avustralya’nın Brisbane eyaletindeki Queensland Üniversitesi’nden PhD Matthew Bambling,yaptığı çalışmalarda probiyotiklerin ve diğer takviyelerin tek başına tedaviyi sağlamadığını ancak dirençli depresyon vakalarında tedaviye cevabı hızlandırdığını öne sürmüştür.
Hastaların diyetlerinin düzenlenmesinin tedavinin bir parçası olarak uygulanması ve kesinlikle bir doktor kontrolünde yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Araştırmalar beslenme davranışının stres,kaygı ve depresyon üzerindeki rolünü araştırmaya devam etmektedir. Bu araştırmalarda probiyotikler umut vaad etmektedir.
Ancak tekrar hatırlatmak gerekir ki probiyotikler ve vitamin takviyeleri depresyon tedavisinde ilacın yerini tutmaz ve Doktor kontrolü ile kullanılmalıdır.