Terörizm, terör saldırlarındaki fiziksel yıkımın yanı sıra, vatandaşların içine korku ve çaresizlik yerleştirerek tehdit etmeyi de hedef alır. Amacı, her an her yerde karşılaşabilecekleri bir yıkım korkusuyla toplumu (veya devleti) rehin almaktır.
Bir terör eyleminin ardından, vatandaşlar genellikle akut stres ve travmayla başa çıkma yolları ararlar. Terörizm, insanın derinlerinde yatan çaresizliği ve bundan doğan korkuyu tetikler. Söz konusu vahşi saldırılar gelişigüzel ve kasıtlıdır ve çoğu zaman savunmasız insanları hedef alır. Normallik algısının çok ötesinde, adeta akıldışı görünen bu gerçekliğe maruz kalmak, korku, çaresizlik, savunmasızlık ve keder gibi duygularla sonuçlanabilecek bir dizi psikolojik vakayı tetikleyebilir.
Terör tehdidi altındaki bölgelerde zenofobi, yani yabancı düşmanlığı/korkusu ön plana çıkabilir. Terör saldırılarının ansızın meydana gelmesi ve çok kısa sürede büyük yıkımlar yaratması, kişileri önce herkesi potansiyel bir tehlike olarak görmeye sonrasında ise yabancılardan nefret etme noktasına götürebilir ki bu durum hem toplumsal hem bireysel anlamda tehlike arz eder. Geçmişteki terör saldırılarındaki terörist verilerinden prototip oluşturarak belirli bir ırka, cinsiyete veya giyim tarzına sahip kişilere karşı yönlendirilebilen bu nefretin çözüm olmadığının altını çizmek gerek. Bilakis, toplum içersindeki çeşitliliğin birlik olarak güçlenme adına bir fırsat olduğunun farkına varmak çok önemli. Amerika’daki terörist saldırılardan sonra müslümanlara karşı oluşan önyargıların mantıksızlığının farkında olduğumuz gibi, kendi toplumumuz içindeki gruplara da benzer bir önyargıyla yaklaşılmaması gerektiğini bilmek gerek. Diğer türlü kaos kaosu doğuracaktır ve terör gruplarının da istediği budur zaten: Kaos olsun, toplumsal kutuplaşmalar yaşansın ve bağlar zayıflasın.
Bir terör saldırısından sonra, elbette toplumun büyük bir kesimi direkt veya dolaylı olarak etkilenir. Saldırılar sonrası travma riski altındaki gruplar 3 kategoride değerlendirilebilir:
* Daha önceden travmatik olaylara maruz kalmış kişiler (Savaş mültecileri, terörizme veya işkenceye maruz kalmış kişiler, aile içi şiddet mağdurları vb.)
Bu bireyler, geçmişteki acı tecrübeleri sebebiyle çok daha hassas ve savunmasızdırlar.
* Terör saldırısında bizzat hedef alınan mağdurlar ve olaya şahit olanlar
* Arkadaş, akraba gibi yakınlarının terör saldırısında hedef alındığını öğrenen kişiler ve oluşan travmanın medya araçları tarafından sürekli tekrarına maruz kalanlar
Bir terör saldırısına maruz kalan veya buna şahit olan kişiler, saldırı sonrasında aşağıdaki semptomların birini veya hepsini tecrübe ederek akut stres tepkisi durumuna girebilirler:
* Saldırıya dair sürekli tekrar eden düşünceler
* Her şeyden korkar hale gelme, evden çıkamama veya kendini izole etme
* Günlük rutinleri yerine getirmeme ve gündelik hayata dair genel işleyişi yitirme
* Hayatta kalma suçluluk duygusu – “Ben neden hayatta kaldım?” “Daha fazlasını yapabilmeliydim.”
* Çok ağır bir kayıp duygusu
* Hislerini ifade etme isteksizliği, bireyin yaşamı üzerindeki kontrolünü kaybetme duygusu.
* Deneyimlediğiniz duyguları tanımlayın ve hislerinizin böylesine anormal bir durum karşısında normal bir reaksiyon olduğunun farkına varın.
* Geçmişte yaşadığınız travmaların üstesinden geldiğinizi hatırlayın. Geçmişteki tecrübelerinizde, korku ve çaresizlik duygularınızın üstesinden gelmenize yardımcı olan şeyleri hatırlamaya çalışın.
* Yakın hissettiğiniz kişilerle korkularınız hakkında konuşun. Yardım istemek zayıflık değildir.
* Zor olsa da, günlük rutininize sadık kalmaya çalışın.
* Pozitif düşünmeye çalışın. Her şeyin tekrar yoluna gireceğinin bilincinde olun. Kendinizi daha iyi hissetmeniz için gereken zaman konusunda gerçekçi olun.
* Unutmayın ki terörizmin doğası geleceğe dair korku ve belirsizlik yaratmak üzerinedir. Yaşamınızda keyif aldığınız şeyleri yapmaya devam edin. Kontrol edemeyeceğiniz şeylerin sizi ele geçirmesine ve sizi normal bir hayat yaşamaktan alıkoymasına müsade etmeyin.
* Güvenlik birimlerinin terörizme karşı mücadele ettiğini ve güvenliği tekrar sağlamak için çalıştığını bilin.
* Olaya dair medya takibinizi sınırlandırın.
* Çocukları olay hakkında ne hissettiklerini ifade etmelerine teşvik edin.
* Ne gördüklerini, ne duyduklarını ve ne deneyimlediklerini sorun.
* Anne babalarının onları koruyacağına ve onları korkutan her şeye karşı yanlarında olmaya ve korumaya devam edeceklerine inanmalarını sağlayın.
* Farklı bir korkutucu durumla karşılaşıp durumun zorluğuna rağmen cesaret göstererek onu aştıklarında, başarılarının farkına varmalarını sağlayın. Bu onların kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayacaktır.
* Unutmayın ki çocuklar terör saldırılarını televizyonda gördüğünde veya çevresindeki yetişkenler konuştuğunda da travma yaşayabilirler; bu konuda dikkatli olun.
Eğer terör saldırıları sonrasında durumla başa çıkmada güçlük yaşıyorsanız, uzman bir psikiyatrist veya psikologdan yardım almayı göz önünde bulundurun. Terör olaylarına bağlı travmanın pek çok çeşidi ve belirtisi olabilir. Psikiyatrist ve psikologlar, kişilerin bu gibi durumlarla başa çıkmalarına yardımcı olmak üzere eğitilmişlerdir. Uzman kişilerden alacağınız yardım ile, duygu, düşünce ve davranışlarınızı yoluna koyarak yaşamınıza tekrar yön verebilmeniz mümkün hale gelecektir.
* Bu yazı Amerikan Psikoloji Birliği’nin (APA) “Coping with terrorism” adlı çalışmasından çevrilip uyarlanmıştır.
Sayfa içeriği bilgilendirme amaçlıdır. İlk adım olarak aile hekiminize danışabilirsiniz.