Eyy Ezo’terizm!!!
Bu sayının teması ezoterizm olacak denince hemen bir şeyler karaladım.Malum şamanlardan gir, Jung’un arketiplerine git, dibimizdeki asklepion gizemli tedavilerinden dem vur. Öylesine zengin ki psikiyatrik bakış açısı. yaz yaz bitmez.
Birkaç gün sonra yazıyı okuduğumda beni sıktığını farkettim. İlginç ve az duyulur bilgiler olabilir ama yine de sıktı beni. Üstüne düşündüğümde beni sıkan şeyin aslında “ezoterizm” olduğunu anladım.
Belki Türkiye’nin ve dünyanın tuhaf bir dönemine denk geldik. Eski ezoterizmin bilimle soslanmış hali olan “New age” dinler, tarikatlar; binlerce satan mistik yaşam önerileri kitapları; geçmişteki büyük inisiyeleri konu alan romanlar. Sağlık bakanlığının yönetmeliği ile başlayan reiki, tıbbi hacamat vb. tartışmaları vs.
Yarım asırdır pozitif bilimlerden faydalanan bir teknik alanda ne çok mistik saldırıya uğradığımı düşündüm. Sadece gündelik hayatta değil her alanda. Dualar, törenler, klanlar, gruplar hatta psikiyatri alanındaki teknik derneklerde bile “kurucu” ve birinci halkası olan, “inisiye edici” hocalarımız var. Biat edip yükseldikçe “el alıp” inisiye ediliyor ve yükseliyorsunuz.
Ne kadar çok “hikmet” “mütevaffik olma” hali,ne kadar çok “derin hakikat”;”sır” “vejd hali” ne kadar çok ”işte bu, saklanan mealin anlattığı şey” duygusunda mürit.
Çok severek okuduğum “accept and commit” terapide bile metaforların, öyküleri kullanılması veya “mindfulles”in yoga kökenli olmasını “doğu bilgeliğinin yükselişi” olarak görenler var.
Değil sevgili kardeşim, üzgünüm ;”bilgelik” bilgi değil. Sezgilerin; kanıta dayalı tıp değil. Üzgünüm ama algoritmik yaklaşım, senin “sans klinik” veya “hissi kablel vuku”yaşantından daha değerli. Üzgünüm sevgili mistik; sır yok aslında. Yedi dereceden gizli meal yok. Makine öğrenmeleri, yapay zekaya bile gerek kalmadan; meta analizlerin ve kanıta dayalı tıbbın cılız verileri karşısında bile güneşteki kar taneleri gibi eriyor ”Bilgelik” dediğin şey.
Hele hele yapay zeka gelince ne olacak. Şimdiden daha iyi radyolojik analiz yapıyor. EEG yorumluyor. Şimdiden “vazgeçilmez” oldular. Kaç laboratuvarda “lökosit sayma” lamı kaldı. On yıl sonra robot yardımsız klasik cerrahiye izin kalmayabilir. Bu yıl sonunda ilk kez tam kafa nakli yapılacak. Altı fareye bu nakil yapıldı ve biz halen “gizem” ve “sır” peşindeyiz.
Sanırım beni sıkan duygu bu. “Acaba haklı olabilir mi ?” şüphesiyle yarım asırdır duyduğum tuhaflıklar yetti artık. Hiç “sır” görmedim hatta artık insan aklı ve iradesine hakaret gibi geliyor bu tıp olayları mistizme bağlamak. Evet sıkıcı olan bu son elli yılın somut bilimsel başarılarına rağmen bu tuhaflıklarla uğraşmak birileri bunları seviyor veya inanıyor diye, saygı duyuyormuş gibi yapmak.
Bunlara aktarılan devasa kaynak ve kadrolara acırken; bir yandan politika ve medya cambazlarının ekran kalabalığını aşamamak üzücü.
Eyyy Ezoterizm; sana inanmıyorum inandığım, pozitif bilimin açıklayamadığı hiç bir şeyi mistizm açıklayamaz bence.
Eyyy Ezoterizm; tartışmaya bile değer bulunmayacağın günler yakın, çok yakın.
Çık hastanelerimden, eğitimden, fallara kapalı meraklı mistik gruplara; fanatiklerine geri dön. Bırak mealden yoksun net somut bilimsel uygulamalarımı yapayım. Sen törenler, dualar ve tütsüler arasında yok olup giderken.
Tabipler odası dergisinde yayınlanmıştır.